Yaşamalıyım çünkü, hikayenin sonunu merak ediyorum…

Dünya tarihinin en önemli buluşu hangisidir diye sorduğumuzda karşımıza seçmesi zor bir çeşitlilik çıkıyor. Fakat şüphesiz ki herkesin listesinde ilk üçte kendine yer bulan “ateş”in bulunmasıdır. Bu olaya dair bir sürü soru hala cevapsız.

Mesela nasıl buldular? Daha doğrusu; insanlar mı ateşi buldu, yoksa ateş mi insanları buldu? yani birisi oturup inat ve merakla uğraşarak mı ortaya çıkardı bunu? Yoksa bir orman yangını veya bir yıldırım ile ortaya çıktıktan sonra insanlık onu kontrol altına aldı? Hadi ateş yaktı, peki sönmemesini nasıl sağladı? Bunu nasıl akıl etti? Veya kim buldu? Tam olarak ne zaman bulundu?

Peki ne gibi getirileri oldu bu icadın?

  • İnsanların soğukta hayatta kalma süreleri arttı.
  • Soğukta veya geceleri yapılan seyahatlerin sıklığı arttı.
  • Yırtıcı hayvanlara karşı kendilerini korumada avantaj kazandılar.
  • Avlarının etlerini pişirdiler. Bu, onlara yediklerini sindirmede yardımcı oldu. Mikropların ölerek azalmasına sebep olarak yiyeceğin hijyenini arttırdı.
  • Pişirmenin katkıda bulunduğu en büyük olay da yiyeceğin besin değerinin artması oldu. Çünkü yedikleri besinin kalitesinin artması, insanların beynini geliştirdi. Bu da insan ırkının diğer ırklara hakim olma hikayesini başlattı.

Doğayı belki de ilk kez kontrol edebildiğimiz o günlerde bulduğumuz, o zamanların üstün teknolojisi olarak kabul edilen ve topluluklar arasında ateşi kaçırmaları için insanların birbirlerini öldürmesine bile sebep olan o ateş, günümüzde hala bir kenara atamadığımız bir buluş olma ünvanını korumaktadır. Peki o eski insanlar bu buluşun, insanlığı bu denli geliştireceğini düşünmüşler midir? Cevabın evet olması pek olası görünmüyor. Hatta icat olup olmadığının bile farkında değillerdi muhtemelen. Hatta ve hatta, ateşin tarih boyunca unutulup baştan tekrar tekrar bulduğu söylenir.

Aslında bu olaylar, insanoğlunun var olma amaçlarına da ışık tutuyor :

Doğa, insana bir şey sundu. İnsan onu merak etti. Verilenle yetinmedi ve onun ötesine geçmek istedi. Merak etti. Sorguladı ve başardı. Sonrasında da bu bilgiyi, sonraki nesillere aktarmaya çalıştı. Günümüzde, evreni keşfetmek için dünya dışına çıkabiliyorsak, bu ateşi bulanların da payı vardır.

İnsanoğlunun sıçraması bir yana, hayattan bir şeyler öğrenebilmesi yolunun her basamağında merak vardır. Merakı olmayan bir insan, fiziken aramızdadır. Peki bu merak duygusu nerede başlıyor ? Yani hayatın hangi evresinde? Çocukken mi, ergenken mi, yetişkinken mi… Hiç biri ! çünkü cevap ; DOĞUŞTAN.

Merak olmadığı zaman sorgulama, analiz gibi ; insan, kendisini diğer canlılardan üstün tutan bunun gibi özelliklerini yitirmeye başlar.

Çocuklarınızın sınırlarını aşması için, o sınırın ötesini merak etmeli önce. Sonra da inat etmeli. Fakat en önemli nokta ; sınırı kendileri geçmeli. Bu sınırı geçme isteği de merak ile doğru orantılıdır.

Onların merak etmelerini sağlayın. Dünyayı, insanları, dinleri, insanları, tarihi, vs. merak etsinler. Çünkü merak eden insan kendisini de tanır. Çünkü insanlık bu şekilde yürüdü, koştu ve uçabildi.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Maaz Keserci - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.