MÜZİK

Anne karnında huzurun sesini dinle- dik belki aylarca. Sakin bir su... Anne- mizin nefesi... Gülüşü, sözü, şarkısı... Bir de ağlaması, hüznü, acısı... Bebekken duygusal tınılı bir sürü ninni... Seslerini incelterek konuşan çokça büyüğün neşeli tonlaması... Anlamsız sözcüklerin komedisi... Kavga gürültünün hazin trajedisi... Akranların gülüşleri, koşuşları, bağı- rışları, çığlıkları, kahkahaları, ağlamaları, hıçkırıkları... Öğretmenlerin sıcak seslenişi , sevgilinin sevgi dolu sohbeti... Büyüklerin günden güne ciddileşen melodisi... Hepsi müziğin en ince halleri gibi geldi kulağımıza yıllarca, fark etmedik. Doğayı dinlemeyi belki çok geç öğrendik. Acaba her birimiz tek tek veya beraberce müzik diye neler dinledik? Türü ne olursa olsun her enstrüman iz bıraktı birilerinde. Şarkıcının nağmeleri de... Müzik aletine rast gelmeyen hiç yoktan türkü tutturdu içindeki duyguya en derininden. Coğrafyaya göre zaman zaman benzerlik gösterse de müziğin şekli şemaili, farklılıklar daha bir tat kattı çok sesliye. Sonra radyo geldi, sonra televizyon, sonra telefon ve dahası... Kimileri pek şanslı değildi istediği şarkıyı dilediği an dinleme hususunda. Ezberleyemiyordu da haliyle diğerleri gibi. Anca radyoda denk gelecek de kasete kaydedecek de... Sesin kalitesinden bahsetmiyorum bile. Yaşıtları walkman, mp3, mp4 dinlerken; internet havuzunda dilediği gibi yüzerken bu, çok konuda olduğu gibi pek adil değildi tabii. Yabancı dili zenginleştirmek için de elzemdi oysa tüm bu gereçler. Şimdinin sonsuz alt yazı seçeneği ve sayısız olanağının çok uzağında bir durum... Velhasıl müzik dinlemek bile lüks bazen. Kimi derdinden vakit bulamaz zaten. Bazen derde derman olsa da... En son hangi şarkıyı candan severek dinledik? Ben kendiminkini hatırla- yamadım. Eski şarkıların değerinden hep bahse- dilir. Lakin şimdinin ezgileri geleceğe pek kalmayacak gibi sanki. Her şey gibi bu da tüketim üzerine olunca, illaki... Ama arabayla, trenle, uçakla, hangi araçla olursa olsun; yolculuk ederken ağaçları, kuşları, gökyüzünü izlemek ve tüm başka seslere kendini kapatıp sadece müziğe odaklanmak gibisi de yok hani. Yaş belli bir olgunluğa erince de kla- sik müzik en vazgeçilmezi... Yanına şimdinin modası kahve kimi zaman müziğin. İsteyene tabii ki çay... Coşmak, eğlenmekse özün isteği dans da has eşlik edeni... Gerisini, sevenler anladı. Hadi o zaman, düşünelim... En son hangi şarkıyı neşeyle dinledik, han- gisinde sevinçle dans ettik, hangisiyle hıçkırarak ağladık... Dinlerken nere- lerdeydik, nerelerden geçiyorduk, ne zamandı ve yanımızda kimler vardı?.. Neydi içimizden geçen, hissettikle- rimiz, düşündüklerimiz, derdimiz, neşemiz?.. “Dünya sahnesinde işler sarpa sarınca, orkestra devreye girer.” “Bir milleti tutsak etmek isterseniz, onun müziğini çürütün. ”

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Gül Gökdemir - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.