Kadın Cinayetlerinin Sonu Gelmeyecek Mi?

Geçen gün gözüme bir haber ilişti ve başlığı şu şekildeydi: “Ölen sevgilisini giydirip sokağa bıraktı!” Başlığı okuduğumda aklıma neler neler geldi bir bilseniz… Öncelikle dedim ki “acaba öldürüldü mü?”, sonra dedim ki “bu ilk değil, son da olmayacak ne yazık ki”. Haberin detayına baktığımda şu şekilde olduğunu gördüm. Bursa'da Yusuf A. (37), evinde geceyi birlikte geçirdiği evli Nuray E.'yi (32) fenalaşması üzerine kıyafetlerini giydirip, kapının önüne bıraktı. Yusuf A., 112´yi arayarak, kapısında bir kadının baygın yattığını bildirdi. Adrese gelen sağlık ekipleri, Nuray E.´nin hayatını kaybettiğini belirledi. Bir süre sonra ekiplerin yanına gelen Nuray E.'nin öldüğünü öğrenen Yusuf A., korkuyla kadının cep telefonunu alıp, kaçtı.

Şimdi olayın detayına baktığımızda birçok suç tipi mevcut aslında. Şöyle ki, öncelikle burada kadının öldürülüp öldürülmediği ile bir bilgi mevcut değil ve ancak yapılan otopsi sonucunda muhtemelen ölüm nedeni anlaşılacaktır. Fakat ortada bir şüpheli mevcut, bunda şüphe yok. Otopsi sonucunda da “kasten öldürme” yahut “doğal ölüm” mü olduğu ortaya çıkacaktır elbette ki fakat olay sadece bununla da bitmiyor ve şöyle bir soru beliriyor zihnimde: “kadını hastaneye yetiştirmek yerine o esnada kıyafetlerini giydirip kapının önüne bırakmak nasıl bir soğukkanlılıktır?”. Bu da yetmiyor şüpheli, 112’yi arayarak kapısında baygın bir kadının yattığını ihbar ediyor. Yani bu durumda ambulansı aramasına mı sevinsem yoksa neden giydirip kapının önüne çıkardıktan sonra aradığını mı düşünsem bilemedim ama çok daha ilginç bir olay daha olmuş ve şüpheli, maktulenin öldüğünü fark edince, maktulenin cep telefonunu alıp kaçmış. Dedim ya tek bir olayda birçok suç silsilesi meydana gelmiş ve şaşırtmaya devam etmiş bizi. Burada “kadının o evde ne işi var” gibi toplumu en çok ilgilendiren, her zaman merak uyandıran fakat aslında bizi hiç ilgilendirmeyen soruyu sormak yerine şu soruları sorabiliriz elbette. Bizi burada asıl ilgilendiren gün geçtikçe sayısı artan kadın cinayetleri ne zaman son bulacak ? Nasıl bir zihniyet ölen bir kadını giydirip kapının önüne koyup sonrasında ambulansı arayarak ihbarda bulunur ? Bu da yetmezmiş gibi ölen bir kadının o esnada belki de yasını tutmak ya da pişmanlığını duymak gerekirken neden cep telefonu çalınır ? bu soruların yanıtları bende yok mesela.

Bakıldığında toplumsal bir sorun haline gelen kadın cinayetlerine sebep olanların neden bu şekilde davrandıklarını anlamak için elbette ki Şiddeti doğuran etkenleri iyi incelemek gerekir. Kişinin aile yaşamı, eğitim durumu, sosyo-ekonomik seviyesi, psikolojik durumu, alkol ve madde kullanımı belirleyici faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca içinde yaşadığı çevre, genel tutum ve inanışları, örnek aldığı rol modellerin tutum ve davranışları çok önemli etkenlerdir. Psikolojik olarak değerlendirdiğimizde; şiddet içinde büyümüş, çaresizlik yaşamış, kendisi ile hiç empati kurulmamış bir çocuğun sağlıklı bir yetişkin olması çok zordur. Bunun yanında toplumsal öğretiler ve kabuller de maalesef özellikle kadına yönelik şiddeti destekler niteliktedir. 'Kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin, kocandır döver de sever de, eti senin kemiği benim, kadın kuyruk sallamasa erkek bakmaz' gibi söylemler şiddeti hak ve meşru göstermektedir ne yazık ki.

Zannımca en önemli çözüm hukuki düzenlemelerle olmalıdır. Özellikle kadına, çocuğa, yaşlıya, hayvana şiddete, tacize, tecavüze gereken cezaları hafifletici sebepleri işletmeden, affı olmadan verilmesini sağlamak olmalıdır. Böyle olması sağlanmalıdır ki sırf kıskançlık nedeniyle öldürülen Türkiye’deki 370. kurban olan Gül Gülsüm gibi kayıplarımız olmasın ve biz artık bu kişilere “kurban” gözüyle bakmayalım. Sosyologlara, psikologlara ve özellikle hakimlerimize düşen görev o kadar büyük ki bu noktada, “kurban” sayılarımızı en aza indirmek adına yapılması gereken ne ise yapılmasını temenni edebiliyorum sadece. Üzülerek diliyorum ki bu son olsun…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Av. Nilgün Girgin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.