‘BU İŞİ SEVMEYEN YAPAMAZ’

Serdivan Gençlik Merkezi Üyesi Selime Bozkurt ile Kocaali Hürriyet İlkokulu ve Osman Salihoğlu İlkokulu’nun boyama etkinliğine katıldık. Bozkurt, “Küçük çocukları biraz da olsa mutlu etmeyi, onların isteklerini gerçekleştirebilmeyi elimizden geldiği kadar yapıyoruz. Bu işi sevmeyen biri asla yapamaz” dedi.

‘BU İŞİ SEVMEYEN YAPAMAZ’
‘BU İŞİ SEVMEYEN YAPAMAZ’
+4
Haber albümü için resme tıklayın

ÖZEL HABER / SİBEL BULUT

EN GÜZEL ETKİNLİK

Selime Bozkurt hem gençlik merkezlerinde yaptığı etkinliklerle ilgili bilgiler verdi, hem de okulları boyamanın nasıl bir duygu olduğunu gazetemize aktardı. Bozkurt’un ekibinde olan Iraklı öğrenci Burhan Uddin, gençlik merkezlerinde birçok etkinliğe katıldığını, yapılan işlerin kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi. Boyama etkinliğinde yer alan Osmansahipoğlu İlkokulu Müdürü Halil Karaca ise, gençlik merkezinin önemine değinerek, son yıllarda çok güzel etkinliklerin yapıldığını söyledi.

ŞANS ESERİ GİTTİM

Selime Bozkurt, “Ben lise dönemindeyken bir sürü gezilerimiz oluyordu. Gezilerimiz amaçlı gençlik merkeziyle tanıştım. Ama hiç bire bir gençlik merkezine gitmemiştim. Yıllar sonra yolumuz kesişti. Eğitimim amaçlı İngilizce kursu arıyordum. Şans eseri bir gün gittim. Beni çok güzel karışladılar. Dedim ki, ‘Buradaki kurslara da katılabilirim, gönüllü de olabilirim.’ Benim serüvenim böyle başlamış oldu. Bizim gençlik merkezimizde kitap okuma halkalarımız var. Çeşitli okullarda kitap okuma halkaları kuruyoruz. Bir kitap belirliyoruz, bir ay da o kitabı bitiriyoruz. Sınav zamanlarında 1,5-2 aya göre değişiyor süreleri. Onun analizini yapıyoruz. Has odamız var, orada da çok güzel etkinlikler yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

KEMİK BİR KADRO

Bozkurt, “Kurslarım devam ederken duvar boyama olsun, okullarda etkinlikler olsun, tanıtımlar olsun dışarıda görev almaya da başladım. Baktım yaptığım işlerden çokça verim alıyorum, daha da üzerine düşmeye başladım. Her gün bir programım var. Temsilci olarak İstanbul, Ankara, Bursa programımız vardı beni önermişlerdi. Virüsten dolayı gidemedim. Şans eseri oldu, ama çok güzel insanlar tanıdım. Camili’de “Çocuk Evler Sitesi” diye bir yer var. Ailelerinden ayrı kalan 13-17 yaşlarında çocuklarımızın kaldığı yer. Orada gönüllü öğrencilerimizle sürekli olarak etkinlikler yapacağız. Mesela hepimizin branşı farklı, kim alanında iyiyse oradaki öğrencinin hangi dersle ilgili eksiği varsa o kişi onunla ilgileniyor, eksiğini kapatmaya çalışıyor. Kadromuz kemik bir kadro” diye belirtti.

SEVMEYEN BİRİ YAPAMAZ

Başka okullara gidip, küçük çocuklarla birlikte vakit geçirdiklerini dile getiren Bozkurt, “Biz okullarda etkinlik yapmaya gittiğimizde çocuklar, uzaktan koşa koşa gelip sarılıyorlar. ‘Duvarları boyayabilir miyiz?’ diye sarılıyorlar bize. Küçük çocukları biraz da olsa mutlu etmeyi, onların isteklerini gerçekleştirebilmeyi elimizden geldiği kadar yapıyoruz. Bu işi sevmeyen biri asla yapamaz. Bu gönüllülük işi. Ben çocuk evlerine gittiğim zaman tamamen oraya ait hissediyorum. Onların da bir ön yargısı vardı. Etkinlik yapmaya herkes gidiyor, ama devamlılık istiyorlar. Bir insana bağlanınca devamlı gelmesini de istiyorsun. O öğrencilerdeki istek de bu yönde. Atıyorum 1 saat onlarla ders işlerken, 1 saatimi de onlarla vakit geçirmek için ayırıyorum. Erkek yurdu olduğu için yeri geliyor onlarla futbol, yeri geliyor basketbol oynuyorum. Onları bir şekilde mutlu etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

AİLE ORTAMI

Bozkurt, “Bana en çok duygusal gelen şey; köy okullarını boyamaya gitmek. Biraz daha ulaşılamamış köy okullarını güzelleştirmek aşırı mutlu ediyor. Biz çocukların derslerine girerek, onlarla oyunlar oynuyoruz, eğitici bir şekilde zamanı değerlendirmiş oluyoruz. Çocuklar da çok memnun kalıyorlar. Bazı okullardan talep de geliyor, ‘Okulumuza gelir misiniz?’ diye. Bu işi yapmak kalben ve gönüllü olacak bir şey. İlk etkinliğime gittiğim an tedirgindim. ‘Çocuklar beni sevecekler mi, yoksa sevmeyecekler mi?’ diye düşünüyordum. Daha önce bu etkinliklerin hiçbirinde yer almamışım. Ama bir başladın mı o kadroyla güzel işler yapmaya alışıyorsunuz. Duvarı boyarken herhangi bir eksiğim olduğu zaman diğer arkadaşım tamamlıyor. Böylece birbirimizin eksiklerini tamamlıyoruz. Bu bütünlüğü sağlamak da çok güzel. Burada böyle aile ortamı gibi çalıştığımız için de her şey yolunda gidiyor” ifadelerine yer verdi.

ÇOCUKLARI SEVİNDİRMEK YETİYOR

Son olarak Bozkurt, “Gençlik merkezinden en önemlisi güzel arkadaşlıklar edindim. Gönüllü olmak isteyen arkadaşlar çıkıp çıkıp gelsinler. Burası tamamen eğitici ve aile ortamı. Yapılacak olan herhangi bir program için hepimiz birlikte karar alıyoruz. Sadece bir kişinin kararıyla hareket edilmiyor. O benden üstün ya da o ben daha iyi gibi bir düşünce olmadı bu zamana kadar. Bazen o kadar yorulduğum oluyor ki, kolumu kaldıracak halim kalmıyor. Eve gidip yastığa kafamı koyunca huzur dolu oluyorum. O çocukların mutluluğunu görmek, onları sevindirmek yetiyor” dedi.

YAŞAMAK GEREKİYOR

Iraklı Gençlik Merkezi Üyesi Burhan Uddin, “ Ben 4 yıldır Sakarya’dayım. Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 3. Sınıf öğrencisiyim. 2 yıldır Gençlik Merkezi ile birlikteyim. Gençlik Merkezi’nde yapılan birçok etkinliğe katıldım. Bu işleri yapmak beni çok güzel hissettiriyor. Özellikle okulların açık olduğu zaman geliyoruz, çocuklarla oynuyoruz, çocuklarla sohbet, muhabbet ediyoruz. Onların çok mutlu olduğunu görmek beni de çok mutlu ediyor. Aslında tam hissettiklerimi aktaramıyorum, onu orada yaşamak gerekiyor” şeklinde konuştu.

ÖRNEK DAVRANIŞ

Osman Salihoğlu İlkokulu Müdürü Halil Karaca ise, “Farklı milletlerden olup da bir etkinlikte aynı çatı altında toplanmak hem ülkemiz, hem de dünya için çok önemli bir şey. Bunun bir okulda olması öğrencilerimiz için de çok güzel oldu. Gençlik merkezleri gerçekten bu sosyal etkinlikleri yaparak örnek davranış sergilemiş oldu. Keşke okul zamanında olsaydı, daha da güzel oldurdu. Okulumuz açılınca yine gelecekler, sözünü aldık. Eğer bir aksilik olmazsa gelmelerini çok istiyoruz. Gençlik merkezleri kırsal ve kuzeyde olan okullarda etkinlikler yapıyorlar. Özellikle son yıllarda daha da etkinlikler arttı” diye belirtti.

GÖZÜMDE CANLANDI ANILAR

Karaca, “Bu yıl bütün Türkiye ve dünyada olduğu gibi Covid-19 salgınının etkisi çok büyük oldu. Programların, organizasyonların, etkinliklerin ertelenmesinde, yarım kalmasında etkisi çok büyük oldu. Bütün gençlerimizin elinden tutulmaya ihtiyacı var. Gençlik Merkezi bu işi çok iyi yapıyor. Bizim üniversite zamanlarımızda da vardı, ama ismi farklıydı. Gençlik merkezlerinin bu denli ilgilenmesi Kocaali için çok iyi oldu. Bu okulun müdürü olarak gençlerin buraya gelip okulu boyamalarına sevindim. 20 yıl önce biz de böyle köy okullarına gidiyorduk, farklı farklı etkinlikler yapıyorduk. Bir an gözümde canlandı anılar” dedi.

27 Haz 2020 - 10:29 - Güncel


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.