Ne zaman sahile indim de balık tutmak geldi aklıma. Ne ara etrafıma üşüşüp "rastgele" dedi balıkçılar da oltamı geçmişe attım.
Oltama aynı hatıranın takılacağını bilmeme rağmen inat ettim. Etraftaki herkes, gayet sakindi ve kovaları ağzına kadar dolu olduğu için mutluydu. Bir an pes edecek gibi oldum. Oltayı yoklayınca "Bir şey geldi galiba." dedim. Çektikçe gerildi misinam, çektikçe gerildi. Yine ağır, yine beni alıp götürecek bir şeyin takıldığı belliydi. Yoksa beni niye bu kadar sürüklemeye başlasın.
"Acaba bu sefer kocaman pırıl pırıl bir alabalık mı?" derken bir yanım da "Saçmalama, bu havada hem de bu suda mı?" dedi. Hazır anlamışken bırak işte değil mi, bi balık bu kadar yorar mı insanı, vazgeçsene işte. Ama yok, huyum kurusun. Sonuna kadar gitmezsem olmazdı. Gittim. Sen misin oltanın ucundakiyle cenkleşen. Dikkatim dağıldı, önümde ne var ne yok hepsini devirdim.
Bu neyin inadıysa oltayı bırakmak istemedim. Ne pahasına olursa olsun çekeceğim bu oltayı "Eski püskü ayakkabı da olsa yosun yumağı da olsa göreyim, razıyım." derken ayağımın kaymasıyla suya düşmem bir oldu.
Suyun daha bulanık olmasını beklerdim. Değildi. Bir anda derinliklerde yüzmeye başladım. Sanki bir akvaryumun içinden izledim her şeyi. Rahat rahat nefes alıyor olmamdan anlamalıydım bu işte bir bit yeniği olduğunu.
Düştüğüm su değildi. Kendimi kitaba öyle kaptırmışım ki bunu bile fark etmemişim. Her şey daha da netleşti ve anladım ki oltanın ucunda etiyle kemiğiyle duran bendim. Avlandım. Ha kancadan kurtulmak için çırpınan ve çırpındıkça içi daha da paramparça olan balık ha ben.
Yılların balıkçısı olmaya gerek yok, J şeklinde incecik bir telden oluşan bu keskin uçlu kancayı kim görse tanır. Hele bir de o olta iğnesi, ola ki göze veya hayati tehlike oluşturacak kanamalı bir yere isabet ederse muhakkak profesyonel cerrahi müdahale uygulanması gerek. Kimi kitapların bir hançer etkisi yapabileceği gibi. Peki, burada acil yardımı kim yapacak? Yemi yutanın geri dönüşü olmaz. Bu tuzak avın boğazına saplandı mı bir kere, kurtulmaya uğraşsa da nafile.
İstesem de kitabı elimden bir türlü bırakamadım. Her ne olursa olsun başladığım bir kitabı sonuna kadar okumak gibi bir alışkanlığımın kurbanıydım yine. Yazarı kalkıp alkışlamak geldi içimden.
Yer yer kaşlarım çatıldı, bazen de kahramanın yerine kendimi koyunca işin içinden çıkamadım. Bazı kitaplarda öyle şeyler anlatılabiliyor ki tesirinden kurtulmak için epey bir mücadele etmek gerekiyor. Bizler daha çok tavsiye kitap listelerine alışkınız. Hangi yaşta, hangi tarz kitapların kimlere hitap ettiğine dair şeyleri okur, bu bilgilerle ilgileniriz.
Bana kalırsa "bazı kitaplar" için sadece yaş uygunluğu bilgisi notu düşmek yetmez. Nasıl tek başına şifa iken bir arada yenilince zehir etkisi gösterecek yiyecekler için ikaz yapılabiliyor, "bazı kitaplar" için de bazı olayların ardından okunmaması gerektiği tavsiyesi yapılmalı. Ya da "bazı kitapların" ardına tıpkı gıdalarda olduğu gibi son tüketim tarihi bilgisi eklenmeli. Şu olaydan hemen sonra okunmamalı ya da şu kadar süre sonra okunmalı gibi.
Misal, elimde tuttuğum bu kitabın etkisinden çıkmak için epey zaman geçmesi lazım. Adını da vermem, tavsiye de etmem. Öyle bir hâl ki hızlı trenin tünelden çıkması gibi hemencecik etkisinden çıkılmıyor maalesef. Martının petrol balçığından çıkmaya çalışması gibi zar zor çıkmaya uğraşıyorsunuz.
Ne gerek var.
Künyesine bu bilgiler de düşülse fena mı olur?
Makale Yazısı-
KÜNYE
Yazar Gamze Koç - Mesaj Gönder
Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.