HÜRRİYETİN BAĞLANMASI

Neden varız? Ne için geldik bu dünyaya? Amaçlarımız var hepimizin. Henüz keşfedilmemiş, belki de çoktan keşfedilmiş… Kimse doğuştan kötü bir insan değildir. Hepimiz saf ve temiz geliriz dünyaya. İçimizdeki kötülük tohumlarını biz değil, yaşanmışlıklar eker. Daha sonrasında ise çevre etkeni o tohumları yeşertir. Bu şekilde bir döngü içerisindedir insan aslında. Bu konuyu nereye mi bağlayacağım; Suçlar ve suçlular.

“Kötü insanlar” gün yüzüne çıktıkça insanlar bir sistem oluşturmuş. Hürriyeti bağlayıcı bir sistem, tutukluevi (cezaevi). İnsanlar devlet çatısı altında bir araya gelmeden önce, aynı düşüncede olan kimseler tarafından oluşturulmuş Klan ismi verilen topluluklar söz konusuydu. Suçun cezası ise ailenin reisi tarafından kesilir. Suçların ağır olduğu takdirde (tecavüz gibi) öç esası devreye girer. Yani İNTİKAM.

Zaman ilerledikçe “devlet baba” çıkmış ortaya ve her şeyin cezasını o keser olmuş. Tutukluevi sisteminin tarihine değinmemiz gerekirse de; hürriyeti bağlayıcı cezaların infazına ilk defa İngiltere’de başlanmış. Ancak tam olarak Ceza İnfaz Kanunu’nun hangi ülkede inşa edildiği merak konusu. Bunun hakkında çokça makale mevcut, ama yazarlar anlaşamamış olmalı ki her birisinden farklı bir ülke öne sürülüyor. Aslına bakarsanız hapis cezası ile cezaevlerinin doğuşu birbiri ile bütünleşmektedir.

İnsanlar doğar, büyür, gelişir. Önemli olan bu gelişme süreci. Gelişme sürecinde önümüze neler çıkıyor, nelerle mücadele ediyoruz, ya da nelere mecbur bırakılıyoruz? Hiçbir suç ve suçlu savunulamaz. Her şeyin bir bedeli olmalı. Ancak bunlardan önce konuya psikolojik boyuttan bakmamız gerekiyor. Elbette bir suç cezasız kalamaz, zaten aksi düşünülemez.

Demeye çalıştığım şey; buna ne sebebiyet veriyor? Bu araştırılmalı. Giriş (doğum), gelişme (büyüme), sonuç (ölüm). Bizi ilgilendiren kısım büyüdüğümüz kısım. Büyüme sürecindeki davranış bozuklukları özümsenmeli ve çözüme kavuşturulmalı. En azından çözüm için çabalanmalı.

Direk sonuca odaklandığımızda ardımıza baktığımız zaman gerçekleri göremez oluruz. Suçun önüne geçmek için insan psikolojisini anlayalım. Cezaevlerinde binlerce insan hürriyeti bağlanmış bir şekilde yaşıyor. Hayat devam ediyor, hürriyet bağlansa da nefes alırsan yaşarsın. Zaman geçer, ceza beynindeki saatte tik tak eder.

Peki adaletten bahsedecek olursak, baktığımızda suçsuz insanların da hürriyeti bağlanıyor mudur? EVET. Ya da suçlu insanların hürriyeti bağlanıyor mu? BAZEN HAYIR. Bir takım elbise çözer mevzuyu. Hürriyetin bağlanması için eğriyi doğruyu iyi ayırt etmek gerekiyor. Çünkü bu basite alınacak bir konu değil. Ellerinin ve kollarının bağlı olmasıyla eş değer. ASIL suçlunun psikolojisi araştırılmalı, nedenleri aranmalı, ama cezası da verilmeli. SUÇSUZUN cezası ZATEN yoktur. Biz burada konuşalım duralım, dışarıda insanlar öldürülmeye, tecavüz edilmeye devam etsin (!)

Sorgula ve daha çok sorgula.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nisa Çoban - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.