AŞK

Şimdi susmam gerekirse Aşk için, susarım. Ağlamam gerekirse, ağlar. Gülmem gerekirse, gülerim.

Şimdi konuşmam lazımsa da, konuşurum...

Şunu şimdiden söylemek isterim ki ; Uğruna ölünmez, Her şey uğruna yaşanır Aşk için.. Hayatımızda hep bizim için en doğru insanı bulmak için çaba gösteririz.

Acaba benim için doğru insan bu mu? Yoksa o mu? Bakarız, inceleriz, görürüz, ama karşımıza ruh eşimiz çıkana kadar karar veremeyiz.

Hep bir şeyler eksiktir çünkü. Bizi ‘Biz Olduğumuz için kabul eden biri. Kusurlarımızla, yanlışlarımızla, kusurlarımızı hoş görerek, iç güzelliğimizi görerek..

Aşk ‘ın yaşı var mı diye soracaksınız belki. Bana göre hayır, ‘Aşkın’ yaşı yok. Sizler nasıl hep hissettiğiniz yaştaysanız öyle.

Kırk yaşında olan bir insan kendini 15 yaşında ki bir genç gibi delidolu, dinamik hissedebilir. Ve yahut on beş yaşında ki bir insan da kırk yaşındaymış gibi de hissedebilir. Bu gayet doğal.

Çünkü bizi olgunlaştıran yaş kavramı değildir ki, yaşadıklarımızdır. Unutmayalım ki, stres, üzüntü, keder, umutsuzluk, işte tam bunlar bir insanın ruhunu yaşlandırmak için asıl nedenlerdir.

Oysa, mutlu olduğumuz da kafamızın içi boş yani, düşüncelerimiz olmadığında kendimizi ne kadar da hafif, ve pozitif hissederiz.

Bence insanın ruhu ölene kadar genç kalmalı hatta çocuk kalmalı. Tüm saflığı ve masumiyetiyle...

Şimdi gelelim asıl konumuz Aşk’a. Doğru insan dediğimiz o kişi, çaldığında kalp kapınızı isteseniz de açmamazlık yapamazsınız.

Her şeyinizle hazırsınızdır ki, evren yol arkadaşınızı sizinle karşılaştırmıştır. O zamandan sonra ikinci hayatınız başlar.

Mucizevi bir şekilde. Her şey sizlerin elindedir. Ne çok aceleci davranmalısınız, ne de çok geç kalmalısınız. Doyasıya yaşamalısınız.

Her anın tadını fazlasıyla çıkara çıkara. Kimseye hesap vermeden. Bu hayatın sizlerin olduğunu unutmadan. Siz ne derseniz o olur.

İki insan Birbirinin kaderiyse emin olun hissederler. Ve o zaman evlilik yaşı kaçmış? Çok mu zenginmiş? Ya da çok mu fakirmiş? Bir sürü gereksiz detaylar...

Olmaz demeyin, olur. Oluyor.. Hiç anlamadığınız zaman diliminde rüyada buluyorsunuz kendinizi.

Ama bakın bu rüya bulutların üstünde pembe pembe hayal kurmak gibi değil. Gerçek bir rüya...

Ve Aşk, hani sorarlar ya iyi günde, kötü günde diye. İki beden de tek ruh, tek göz, tek kulak, tek ağız, tek burun yani sadece bir insan.

‘Aşk’ tek bir beden de atan, artık her şeyiyle tamamlanmış bir kalptir. “Yarım iken, bir bütün olmaktır.”

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar İlayda Payas - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.