Çalışan Kazanır mı?

Ebeveynlere; '' Kazanmak için ne yapılması gerekir? '' diye sorduk yüz ebeveynden tek popüler

cevap aldık.

'' Çalışırsan kazanırsın''

Buyurun nelere çalışmamız gerektiğine ve iş sahibi olmamız için neleri kazanmamız gerektiğine kısaca bir bakalım...

İlk okuldaki bir öğrenci kaliteli bir lise için LGS sınavına çalışmalı, lisedeki öğrenci nitelikli bir üniversite için dört yıl boyunca YKS sınavına, üniversitedeki öğrenci idealleri ve akademik kariyeri için ALES ve YDS için hazırlanmalı.

Tıp okuyan öğrenci uzmanlaşmak için TUS sınavına bütün ömrünü harcamalı.

Aman diyip memur olmaya karar veren kişi KPSS sınavına hazırlanmalı.

Toplumsal baskı ile istemediği üniversite ye gitmek zorunda kalan üniversite öğrencisi DGS

sınavına çalışmalı.

Polis olmaya karar veren PMYO sınavına girmek zorunda, yurt dışında eğitim görmek isteyen YLSY sınavı için çalışmalı.

Açık öğretim okumaya karar veren AÖFS sınavına girmek zorunda.

Sınav, sınav, sınav...

Hangi birine çalışıp kazanalım, öyle çalışan kazanır demek çok kolay...

Ve bütün bu sınavlar için öğrenci takviye almak zorunda kalıyor, ek dersler, özel dersler, özel kurslar, birebir uygulamalar, özel etütler yetmiyor biresıfırlar ya da ikiyebirler saçmalıklar, falanlar filanlar.

Servetler harcanıyor, aileler ellerindeki tüm parayı çocukları için harcıyor. Evini arabasını satıyor.

Hayatını erteliyor belki de bir çok şeyden vazgeçiyor.

Bütün bunları çocuğunun sadece bir iş sahibi olması için, iyi bir iş sahibi olması için değil yalnızca bir iş sahibi olması için yapıyor peki sonuç ne? Hüsran.

Kazanan taraf çoğu zaman eğitimin patronları oluyor.

Peki bu kadar ciddi bir uğraş ya da öğrencinin başarısına odaklanan bir eğitim sistemi varken sınav sonuçlarının bu kadar kötü, sınavda barajı geçemeyen öğrenci sayısı sınava giren öğrenci sayısının neredeyse yarısı ve yarım net bile yapamayan öğrenci sayısının ciddi miktarda olmasının nedeni ne?

Eğitim sistemi...

Çünkü sistem ; mutlu olmak için para kazanmalısın, para kazanmak için iş bulmalısın, iş bulmak için okumalısın şeklinde formüle edilmiş.

Gerçek bir ölçme ve değerlendirme yok. Eğitimde amaçlanan girdi ve çıktıların takibi yok, eğitimi organize ederken belirlenen amaçların izlenmesi yok, öğrenme metodlarının doğru ve tam edinilmesi yok. Liyakat yok önem yok...

Bugün iki buçuk milyon öğrencinin girdiği sınavda yarısına yakını eğer barajı geçemiyor ise bu korkunç problemi başka türlü nasıl resmetmeliyiz.

Bir an önce eğitim sistemi sınav ağlarından kurtarılıp ciddi bir şekilde işlenmesi, girdi ve çıktılarının düzenli ve gayretli bir şekilde takip edilmesi gerekir.

Aksi taktirde kazanan ve kaybeden taraflar hiç değişmeyecek.

Hakeza sınav sistemi değiştirilerek bir yere varılmayacaktır.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Maaz Keserci - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Adapazarı Akşam Haberleri Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.